27 Aralık 2008 Cumartesi

Devletin Hatalı Kısayolu

Bilişim çağında aşmış kendinden geçmiş bir millet olarak o kadar birbirinden bağımsız bilişim uygulamasını birbirine bağlamak için eski zamanların link çöpülüğü portalları gibi bir site açmayı uygun görmüş devletimiz. Sloganı da "Devletin Kısayolu", fakat sorarım kısayol yanlışsa kendisine nasıl ulaşacağız devletin?

Alan adlarında(domain) Türkçe karakter kullanılmadığını bilmiyor mu devletumuz? Ya da herkesin o tüm reklamlarda yazdıkları ü karakterininin u olarak yazılacağını bildiğinden eminler mi?

Özenle reklamlarda tüm alan adlarının ü ile yazıldığı turkiye.gov.tr'yi; e-devletin, bilişimden habersiz hareketi olarak saygıyla kutluyorum. Helal olsun!

22 Aralık 2008 Pazartesi

İsmail İp Kimdir? Nedir?

Cep telefonuma gönderdiği mesajlarla tanıdığım bu gizemli şahsiyet, nerede olduğundan tam emin olamadığım Çatalca'nın belediye başkanıymış. Sanırım İstanbul'da falan olsa gerek. Ama benim gibi Ankara'da yaşıyan birine Bilmemne İlkokulu önündeki altgeçitin temel atma törenine davet niteliğinde attığı mesaj yüzünden bir sonraki seçimde artık ikametgahımı Çatalca'ya aldırıp rakip belediye başkanı adayına oy vermeyi kafama koydum.

Kim bizim özel bilgilerimizi böyle saçmasapan kullanacak kişilere veriyor? Ayrıca Çatalcalı, reklam peşinde olan belediye başkanınız belediyenizin bütçesini uzayda olsa yakasını bırakmayacağı Çatalca ile zerre alakası olmayan insanlara kısa mesaj atmak için kullanıyor. Uyanın bir daha bu adama oy vermeyin, beni de kurtarın bu kısa mesaj zulmünden yalvarıyorum.

4 Kasım 2008 Salı

Fallout 2 günlüğü, başlangıç...

Fallout 2 ile ilgili kısa bilgi verip bilimsel makalelerde olduğu gibi bunun anlamını kısaca açıklamak istiyorum sizlere. Öncelikle fallout 2 nükleer savaş sonrasında geçen sıra bazlı (turn-based) bir rpg (role playing game) oyunudur. karakterimizi pek çok yetenek ve "perk" ismi altında geçen avantjlar ile donatabiliriz. Bu tamamen size kalmıştır, siz nasıl biri olmak istiyorsanız bu oyun size onu varecektir. İstersek mezarlara gömülmüş cesetlerin üzerinden eşyalarını çalarak "mezar hırsızı" damgası yer, ister bize taş atan çocukları bağışlamak yerine öldürerek "çocuk katili" olarak damgalanırız. bu tamamen sizin seçiminiz olacaktır, oyun size boyamanız için boya ve beyaz kağıt vermekten öteye geçmeyecektir.

Teknik bilgiler olarak şunları söylemek isterim. oyun "interplay "ve "blackisle" gibi o dönemin önde giden oyun firmaları tarafından 1998 yılında piyasaya sürülmüştür. Serinin önceki oyununda daha çok satmış ve (benim kanaatim) serinin tüm oyunlarından çok daha iyi olmuştur. Buna daha sonra çıkan fallout tactics de dahildir.


Oyun tipik bir tanıtım videosu ile başlar. Bu tanıtım videosu ile ilgili içeriği "sareh" adlı sosyomat kullanıcısı kendi bloğunda orijinal metin ve türkçesi olmak üzere iki şekilde vermiştir. İlgi duyanlar buradan rahatlıkla faydalanabilirler. Özellikle kulağımıza ilk dank eden "savaş, savaş asla değişmez" tümcesi akıllarda siyah beyaz bir zemin yaratır.



Verilen bu cutsim filmine yakından bakacak olursak kahin görünümlü yaşlı bir kadının bize olayı kısaca anlatmaya çalışması ile bilgilenmeye başlarız. Bize insanlığın (ki bizim için daha önemli olan halkımızın) yakın gelişmişinden kısa örnekler vererek dünyanın o zaman içinde bulunduğu koşulları çift başlı mutant inekler, biyolojik olarak bildiğimiz bitkilere benzemeyen bitkiler ve sağlıksız doğan kuşağın çoçuklarını göstererek devam eder. Tüm bunlar seçilmiş kişi olan bizi bilgilendirmek ve hayati görevimizi kavratabilmek için düzenlenmiş bir ön bilgilendirmedir. Cutsim filminin devamında kendi özelliklerini belirlediğimiz yada oyun tarafından bize sunulan hazır bir karakter ile oyuna başlarız. İşte bu nokta çok önemli olup pek çok oyun severi bu şahane oyundan elemektedir. Ben bunu hep bilerek yaptıklarını düşünmüşümdür. Bu eleme sabırlı oyuncu ile sabırsız oyuncuyu (değer vermesini bilen ile değer vermesini bilmeyeni) eleyen doğal bir sınav niteliği taşımaktadır adeta.


Ekran karanlıktan renklenir ve karakterinizi belinde bir bez parçası ile (bayan olan karakterde iki bez parçası bulunmakta :), her iki cins ile oynamak mümkün) buz giri gri taşlardan yapılmış bir tapınağın giriş merdivenlerinde bulursunuz kendinizi. İçeri girdiğinizde ise anlamsız büyüklükte olan dev karıncaları görmeniz ile oyundan çıkmanız bir olur. Özellikle önceden sıra bazlı bir oyun deneyiminiz yok ise bu size oldukça sıkıcı gelecektir. Bir siz düşmana hamle yaparsınız bir düşman size hamle yapar. Açıkça söylemek gerekirse ilk seferinde ben de "bu ne kadar gereksiz bir oyun" diyerek penceremi kapamıştım (daha sonra merak eder bir şekilde oyuna dönmem ile tekip etti ki olay şimdi size bunu yazabiliyorum :) ). Fakat bu müthiş bir yanılgıdır buna düşenler hayatlarında tatmayacakları deneyimden geri kalmışlardır. İlginçtir tapınak görevi oyundaki karakteri sınadığı gibi hemde gerçek hayatta ona hükmeden kişiyi sınar (ben bu mantığın güdüldüğü başka bir oyuna asla rastlamadım)

Bu oyuna neden mi bu kadar önem veriyorum. Böyle uzun uzun anlatıyorum yada anlatmaya çalışıyorum. Çünkü bu bildiğimiz basit eğlencelik bilgisayar oyunlarından değildir. Hele hele günümüzde 4-5 saatte bitirebileceğimiz bir fps oyununa asla benzemez (örneğin, günümüzde gündemde olan call of duty). Şimdi konu ile ilgisi olanlar bana diablo, heroes veya baldur's gate örnekleri verebilir. Ben hepsini oynadım ama fallout un verdiği tadı, yaşattığı atmosferi, senaryosunu ve her oynayışımda ilk defa karşılaştığım detaylarına aşığım. Evet ben bu oyuna aşığım. Bunun anlamını arkasında yatan matematiksel dehada aramak lazım gelir. Bu oyun hiçbir zaman düşünmekten vazgeçemeyeceğim muazzam bir hayal gücünün dünya üzerindeki en güzel örneklerindendir.



Tapınağı görevini sabırlı davranıp oyun dinamiklerini kavrayarak zamana yenik düşmeden tamamlayabilirsek eğer kahin görünümlü yaşlı kadının köyünde alırız özgür olarak aldığımız ilk soluğumuzu (tapınak görevini başarı ile tamalamakla birlikte atalarımızın giysisi bize giydirilir, artık belinde sadece bez parçası olan bir karakter değilizdir). Köy nükleer sonrası dünya görünümünü tüm görselliği ile bize yaşatır. Kuraklığı, açlığı, haslalığı, zayıflığı, mutsuzluğu ve daha burada türetmemin açacağınız bu blogun yüklenmesini zorlaştıracak binlerce karamsar kelime bu kullanım için uygun olacaktır. İnsanlar sefil halde ilkel kabilelerin çadırlarına benzer çadırlarda yaşamakta, mızrak bıçak gibi ilkel silahlar kullanmakta ve modern toplumların sahip olduğu hiçbir sosyal imkana sahip bulunmamaktadır. İşte burası bizim sevgili köyümüz arroyo dur. oyunun "gerçek" anlamda başladığı, seçilmiş kişinin meçhul kaderde bilinmeye karşı olan sayısız savaşının başladığı andır. Ölüm kalım savaşına geldiniz...